Tavanarası

Evvel zaman içince ve develer tellal iken Mephisto’da bir arkadaşla oturuyorduk. Ortalıktan kaybolan arkadaş, yanında kimle gelse şaşırırsın? Tabi ki yoldan çevirdiği bir kızla. Buzluktan çıkarılmış kıyma kadar şaşıran ben oda sıcaklığına dönünce sohbete katıldım ve beklenmeyen misafirden gelen İstiklal’e dair mekan önerilerini not ettim. Günler geçti, aylar geçti listedekilerden birine tesadüfen yolumuz düştü ve sıra onu anlatmaya geldi. Beklenmeyen misafire ve Foto-Murat’a sevgilerle…

Benim yazılar (eğer unutmadıysam) yol-yer ile başlar ve genelde hikayesi de vardır. Bu sefer önce kaybolduk (Gamze’yle); tabi benim yüzümden… Rus konsolosluğunun karşısındaki sokak değil bir sonraki dediler. Ben de aceleyle baktığımdan Hollanda ile Rus bayraklarını ve hatta binalarını karıştırdım. Sonuç; bir-kaç anlamsız telefonlaşma, buluşamama ve sonunda doğru sokaktan aşağı yürümenin mutluluğu. Köşede Deniz vardı, sağda da Tavanarası…

Asansörle çıkıyoruz ve doğrudan mekana açılıyor kapımız. Eğim, atmosfer, soba, güveç… Bildiğin tavanarası. Hiç uzatmayacağım: konsept olmuş.

Uzunca bir menüsü var ve sınırlı; yani yanlış anlamadıysam mekanda sadece 2 tane menü var. Değiştirmeye üşeniyoruz galiba… Neyse adam menüyü ve kağıdı-kalemi bırakıp gidiyor, sonra siz seçip-beğenip yazıyorsunuz. Listeyi alıp gitmek kalıyor garsona. Sonra yemekler geliyor. Güveçler güzel kanaatimce, ara sıcaklar da ve hatta soğuklarda. Özetle yemekleri (uzuuun menüden ne seçtiysek onları) sevdik. Servis hızlı, servisi de sevdik. Neden hızlı derseniz; güveçler hazır ve sosları dökülüp ısıtılıyor sadece. Dolayısıyla kısa sürüyor fakat içinden ‘şunu çıkartsak-şunu eklesek’ önerisinde bulunamıyorsunuz artık. Toparlarsak meşrubatların yanında alkol imkanı da sunan ekonomik ve hızlı bir mekan dedik içimizden. Sonra da ben akşam yazacağım dedim; ama üstünden ne akşamlar geçti anca yazıyorum. Meslek hastalığı…

Şimdilik uzatmayacağım. Biz erdik muradımıza, siz de çıkın tavanarasına…

Güncelleme: Menü tabi ki 2’den fazla, ayrıca bahsetmek istediğim yeni birşey var: Masa adları. Sahibi izmirli olduğundan Bebe, Folloş, Yemiş gibi isimler duyabilirsiniz. Hatta hesabın arkasında da yazıyor. Folloş’a bi bira…

“Mutlu günler!” | mistiklal ekip
Hüseyin
Takip et!
2 comments to “Tavanarası”

Bir yanıt yazın