Şu sıralar Ara Kafe’ye giderseniz iğne atsanız yere düşmez bir halde görebilirsiniz mekanı fakat o zamanlar bomboş olurdu o koca bahçesi. Özellikle sıcak havalarda vazgeçilmez mekandı bizim için. Okuldan çıkar oraya gider bahçesinde yayılırdık her gün. O kadar ki bütün garsonları tanır, yolda karşılaştığımızda dahi selam verirdik. Onlar oradan ayrıldılar ama biz hala arada konuşuruz ne yapıyor acaba şu bu diye. Adını Ara Güler’den alan mekan aynı zamanda tam isminin özelliklerini taşıyordu, arada kalıyordu ve İstiklal Caddesi’nin o keşmekeşinden uzakta sakinliği sunuyordu müşterilerine. Şu aralar gitseniz İstiklal Caddesi’nden daha kalabalık görebilirsiniz o ayrı. Ara Güler’i ise her daim mekanda bir masada görmek mümkün. Mekanın işletmesiyle bir alakası olmamasına rağmen apartman kendisine ait ve en üst katında ikamet etmekte.
Antika mobilyalarla ve çeşitli objelerle süslenmiş mekanda Ara Güler’in fotoğraflarının kocaman baskılarının da duvarlarda sergilendiğini görebilirsiniz. Dekorasyonu yıllardır hiç değiştirmediler ama fotoğraflar bir kaç ayda bir değişiyor. Bir de arada boyatmışlardı duvarları. Alçak bir asma katı var mekanın. Modunuza göre oraya da saklanabilirsiniz. Hani bir kaç kişi dedikodu yapmaya gidip en köşeye yerleşilebilir kıvamda. Fiyatlar orta düzeydeydi, son zamanlarda bir artış gözlemledim fakat Ara Kafe ayarındaki diğer mekanlara göre fiyatları uygun ve porsiyonları oldukça büyük, aç kalkmazsınız. Yemekler ise lezzetin doruklarında diyebilirim. Bir kaç favori yemek sıralayayım diyeceğim ama ipin ucunu kaçırabilirim: Çıtır tavuklu salata, ızgara somon, somonlu makarna, keçi peynirli salata, puf böreği, krep, açık sandviç ve çökertme tabii ki. Yalnız son zamanlarda bir kaç kez somon yedim ve içi pişmemişti. Ufak bir eksik daha var mekanda alkol yok. Neyse canım o kadar kusur kadı kızında da olur. Hızlı yemek değil de uzun uzun muhabbet eşliğinde yemek istiyorsanız tam yeri diyebilirim.
Geleneği bozmayalım. Mekanın tuvaletlerinden bahsetmeden yazımızı bitirmeyelim. Tuvaletler alt katta kasanın ve mutfağın yanından geçerek ulaşıyorsunuz. Cam kapıların üzerine yapıştırılmış çeşitli çizgilerden kadın tuvaleti mi yoksa erkek tuvaleti mi anlamak mümkün ancak kimsenin umrunda olmuyor genelde herkes istediği tuvalete giriyor. Eğer tuvaletler doluysa kapıdaki tiyatro, etkinlik, gece kulübü broşürleri sizi uzun süre oyalamaya yetiyor.
Mutfak demişken, o dışarıdan 5 metrekare görünen mutfağın içinde bunca yemek nasıl pişiyor hiç anlayamadım. Bir gün beni içeride ağırlamak isterlerse seve seve gireceğim o küçücük mutfağa.
Yolunuz düşerse en azından bir sütlü türk kahvesi içmek için İstiklal Caddesi’nin vazgeçilmezlerinden Ara Kafe’ye uğrayın derim.
- Doğaya Dönüş Ev Yemekleri - 29 Ocak 2015
- Cafe Zone - 30 Aralık 2014
- Kronotrop Cihangir - 29 Aralık 2014
Pingback: Golge Kafe, Istiklal Street, Istanbul - like a TRIPPIE