ADOLF

Adolf oyununu anlatmaya yazardan mı başlasam, rejisinden mi, Burak Sergen’den mi bilemedim.Her biri en iyisini yapmış. Baş yaratan yazar Pip Utton’dan başlayayım. Şöyle ki İngiliz yazarımız özellikle tek kişilik oyunlar da ki başarısıyla ün salmış. Churchill , Chaplin ,Dickens bunlardan bazıları. Adolf ise aralarından en popüleri, bir çok ülkede sahnelenmiş.

Oyun Wagner’in Valkyrie uvertürüyle başlıyor daha ilk dakikadan bir koltukta hopluyosunuz. Hitler’in Berlin sığınağında geçirdiği son 12 saati , intihara karar verişi anlatılıyor. Davasını , yaptıklarını , nedenlerini açıklıyor. Dünyanın en şöhretli kötü adamının son saatleri etkileyici bir şekilde yazılmış.Metin gerçekten güçlü fakat Burak Sergen ve rejiyi yapıp yöneten Levent Özdilek’in de ayaklarına kapanıp tebrik etmek lazım. İntihar etmeye karar veren Adolf’ün son çırpınışları, sıkışmışlığı  ve diktatörlüğü güçlü bir rejiyle başarıyla sahnelenmiş. Oyunun üzerine çok düşünüldüğü, iyi oynamakla kalınmayıp, bir şeyleri sorgulatmaya çalıştıkları kesin.

Oyunu izlerken Burak Sergen her an sahneden çıkıp hepimizi sıra dayağına çekecekmiş gibi hissettim.Sahnede otoriteyi delice eline alan iğrendiğiniz biri var,koltuklar da ki siz ise onun yanında kalan son yandaşlarısınız. Yahudilerin,çingenelerin ve eşcinsellerin katliamını , yaptığı demir yollar ve kazandırdığı gökdelenlerle birlikte anlatıyor. Eseri olan bayrağının önünde saygıyla ve inatla ben haklıyım deyip duruyor. Davasında ki tüm iğrençlikleri ustalıkla açıklıyor. Bir Eva sahneleri var ki aşkı görünce kafanızda bir git gel oluyor. Ne yapıyorum ben deyip irkiliyorsunuz. “Bir insandan bir Hitler’e nasıl dönüşülür.Ben de dönüşebilir miyim , dönüşüyor muyum?Şuan da ben kimin Adolf’üyüm benim Adolf’üm kim.Ne kadarım Adolf?” soruları sizle kalıyor. ‘Faşizme Giden Yol Konu Anlatımlı Kitap 1-2 -3 Serisi” gibi bir oyun.
Bu arada Burak Sergen sahnede devleşiyor. Mimikleri , el kol hareketleri o kadar yerinde ve etkileyici ki oyundan çıkınca sizde bir ele kola sahip çıkamıyorsunuz.


Kısacası bir diktatör nasıl olur? Kendini nasıl savunur, hitabı nasıldır,düşüncelerini neye dayandırır. Halkını neyle suçlar, nereye koyar? Yücelik kavramını neyle eşleştirir,ne konuşur tekrar süzüyorsunuz.

Oyundan;
Burak Sergen her demokrasi dediğinde yerlere tükürüyor, ağzından salyalarını akıtıyor. Seyirciyi rahat bırakmayıp, kafanızı iki avucunun içine alıyor. Oyunun aslı bittiğinde bıyığı çıkarıp ,”Anladınız mı , ne anladınız , bir gün kapınız böyle çalınsa açar mıydınız?”diyor yemin ederim çok korktum hepimizi dövecekti:D

Bo Sahne 2013’de Levent Özdilek ve Nilüfer Bıyıklı tarafından kurulmuş. Cihangirde eski bir otoparktan kültür merkezine dönüşmüş. Levent Özdilek tüm ekiplere açık değerli bir tiyatrocu. Bo sahneye yolunuz düşsün efendiler.Sahneye göre sola oturun , çünkü sağdan azıcık gözükmüyor. Hafif kolonlu da olsa güzel bir sahne, güzel bir kültür merkezi, girişinde de çok tatlı bir kafesi var.

Adolf bu ayın 8, 14 , 16 ve 28’in de Bo sahne’de.

Not: Ülkede yaşananlar aklıma geldikçe DE MOK RA Sİ deyip kusuyorum.

Bir yanıt yazın