Madem her şeyin farkındayız, kasmaya gerek yok!
Evlenip balayına gitmek isteyenler! Ben daha önümüzdeki ayın ne olacağını göremiyorken hiç mi içiniz sızlamıyor?
Ama ben sizin kadar acımasız olamayıp yine acımı profesyonel yanımla örtüp, arabanızı valeye verip gerisine karışmadığınız gibi, valentine’s day deyip arkasına yaslanan, başınızın etini fix menüye dahil eden sevgilinizle güzel bir gün geçirin diye elimden geleni yapmaya çalışacam.
Kadınlara her gün sevgililer günü nasılsa. O yüzden sıradaki yazım beylere gelsin izninizle. Sonuç olarak yine bir özel gün ve yine erkeklerden beklenen, genelin yaptığı ama yine de özel olduğuna inanılmış bir dolu ”jest” var önümüzde.
Malum 14 Şubat biz Türk erkeklerinin romantik yanımızı pay ettiğimiz yılın sayılı günlerinden. Her ne kadar Valentine’in kelime anlamı aynı zamanda hoşlanılan kişi de demek olsa, nasıl olduysa sevgili çerçevesinden dışarı çıkamamışız. Sevgilim olmayabilir ama hoşlandığım biri var belki. Koskoca bu güne neden damsız girilemez muamelesi yapılıyor anlamış değilim!?
Bu durumu fazlaca takmış olmayı kabul etmemekle beraber, bildiğimiz bir takım gerçeklere parmak basıp kaçmak niyetindeyim.
If I were you…
1. Ölü taklidi yapın! (öldü)
Taklit yaptığınız anlaşılırsa bi’dahaki 14 Şubat’ı iple çekersiniz benden söylemesi.
2. Herkesin ergenliğinde bi Ayten Teyzesi vardır oğlunun bir şekilde sizden daha başarılı olduğu.
Bildiniz onu siz. Kabus bitti mi peki, hayır! Şimdi de romantik, sevgilisinin çantasını taşıyan, aşkitosunun böceği nam-ı diğer BerkeCan*(SPOILER) var.
– Yemeğin yanında içecek bir şey alır mıyız?
-(sessizlik)… Su, lütfen!
3. Kredi çekin mesela. İhityaç kredisi…
Çok ihtiyacım var deyin; ya da kısaca bir tane sevgilim var dediğinizde halinizden anlayacak birini illaki bulursunuz.
4. Shortcut ‘ı yoktur 14 Şubat’ı atlatmanın.
Öyle doğum günü kutlamaya benzemez. Hediye vererek kurtulamazsınız yani. Hediyenin ne olduğundan, nasıl bir yerde verildiğine hatta nasıl verildiğine kadar planlanmalıdır.
5. Önce kendinizi sevmekle başlayın.
Yani, aynanın karşısına geçip ”seni seviyorum” deyin defalarca. Sesiniz titresin ama gözlerinizi kaçırmayın. Bir gece önceden mutlaka tekrar edin ki büte kalmayın. Unutmayın bir sonraki şansınız 1 yıl sonra.
6. Pantolonunuzun arka cebine ”aşk notları” koyun.
Sahilde birbirinize sarılmış yürürken, belinizde olan sevgili eli usulca o cebe girebilir. Hazırlıklı olmakta fayda var.
7. Her an bir sürpriz yapacakmış gibi gizemli olun.
Baktınız ki herhangi bir sürpriz bile yapamayacak kadar kafa yormadığınızı farkettiniz, mağdur olun hemen. İlgiyi üzerinizden dağıtmayın, dağılmayın.
8. Baş başa kalabileceğiniz yerleri seçmeye özen gösterin.
Sinema ve boğaz manzaralı yerlerden uzak durmaya gayret gösterin. Zaten istemediğiniz kadar sevgi pıtırcıkları olacak etrafta rekabeti daha fazla arttırmayın*.
Tabi ki evinizde oturun demiyorum. Bi’ hava alın, geri verin, ekonomiye can gelsin biraz. Güzel bir kahvaltı yapın mesela. Ama öyle çok da dolaşmayın dışarılarda. Gün sizin gününüz ve tam da bu yüzden ne kadar size özel olursa, ne kadar baş başa iseniz o kadar anlamlı olur.
Yemek yapın beraber. Yanında şarap. Yalnız bu sefer bir istisna yapın ve raflara bakarken algınızı yüksekten düşük fiyata göre sıralayın. Meyvedir peynirdir kıyın biraz paraya. Önümüzde nerden baksanız iki ay daha soğuklar var. Soğuk alırsınız, ”çorba” lazım olur… Yatırım bunlar hep.
…
Tabi ne söylersem söyleyeyim yine bildiğinizi yapacaksınız nasılsa… Bi’ soruyla kaçırmayınız önünüzdeki günlerin keyfini beyler. Bunun 15 Şubat’ı da var unutmayın.
Ben ”.alay” başı olmaya gidiyorum. Size iyi eğlenceler.
Ha bu arada…
Marifet Leyla olmakta değil, Mecnun olabilmekte. O dağlar ”bir gün”de delinmedi…
Sevgililer…
Meslek hastalığım var, hastasıyım tüm mesleklerin!
- Joker No:19, Beşiktaş - 5 Temmuz 2015
- 14 Şubat 2015 – Sevgilililer Günü - 14 Şubat 2015
- The Hall İstanbul - 3 Şubat 2015
