TXM People’s

“Bu yazıyı dünkü babalar gününe (19,06,2011) atfen babama armağan ediyorum. Nice babalar gününe efendim.”

Biliyorsunuzdur ya da görüyorsunuzdur ki bir süre önce büfelerin karşısında bir otel (yeniden) açıldı. Taksim Gazinosu’nun hemen yanındaki bu beyaz bina eskiden Savoy Otel idi. Binayı ve işletmeyi iyi bilirdim çünkü babam orada çalışıyordu. Sonra otel Çevik grubuna satıldı ve adı CVK otel oldu; ama bence ÇVK olması gerekirdi. El alem dilindeki en anlamsız harfleri-heceleri isminde çekinmeden kullanırken bizimkiler hep özenme ve yaranma modunda olduğundan (bkz: The Marmara) böyle oyunlara ihtiyaç duyuyorlar. Keza mekanımızın adı da acınası bir halde: TXM People’s…

Yeni işletme sadece yeni isimle değil yeni kadroyla da geldi. Eski çalışanların çoğu işten çıkarıldı ve bu ‘kaybedenler’ arasında babam da vardı. Epey uzaktı evimiz ve genç değildi. Genç ve ucuz iş gücünü seven, hatta stajyerlerle günü bedavaya getirmeye çalışan aşağılık sektörlerden turizm için doğal bir durumdu; ama üzücüydü…

İşten çıkmalar sürerken binayı da yenilediler hemen. Mimari çizimleri bile var elimde, çünkü mimarım ve tesadüfen elime geçti. Eskiden tamamı otel girişine ve lobiye ait olan mekanı, starbucks misali yarı açık yeme-içme alanına çeviriyorlardı. Otel girişi de sağdan dar bir alandan sağlanıyordu. Değerli bir noktada olduğundan bence mantıklı bir karardı; ama uygulamasında işi abartıp çok fazla kaldırıma inmişler. Bir yaya olarak yürüme hakkıma sahip çıkmayan Beyoğlu Belediyesine teşekkürlerimi sunuyorum.

Sevgi ve saygı paragraflarından sonra sizlere, Taksim Ahalisi’nin gibi bir anlam karşılığı olan bu kafe-restoran-lobi karışığı işletmeyi anlatacağım. Aslında çok uzun kalmadım. Kız arkadaşımla birer tatlı yedik, ki başarısızdı ikisi de, ve kalktık. Yemek denemediğimiz için çok fazla ahkam kesemem; ama umarım göründükleri kadar lezzetlidirler sevgili aşçım. Başka başka… Tatlının yanında canlı müzik vardı, latin bir abimiz döktürüyordu ve alkış bekliyordu. Eğlenceli birisi belki ama işi zor o ortamda. Çünkü her dilden turist ‘nerdeyim ben’ havasında bön bön bakınarak oturuyor ya da bizim lüküs ahali sohbet halinde. Bir de fazla beyaz olmamış mı mekan?

Genel olarak tablo böyle. CVK grubu şimdiler de meşhur Park Otel binasını da aldı, mevcut şekliyle otel yapacak. Başarılar diliyorum.

Babamsa artık otelcilik ya da turizmle ilgili alanlarda değil. Başka alanlarda para kazanma çabası içinde. Çoğu baba gibi… Gençliğinden beri The Marmara olsun, Etap (Pullman) olsun, hep o bölge de çalışmış birisi olarak bu mistiklal projesinde anlatılmamış katkısı çoktur. Hala saçlarını oradaki berberinde kestirir, özler gider vakti olursa. Getirdiği Beyoğlu kitapları, haritalar, dergiler; katıldığı Taksim güzelleştirme kurulları ve ezbere bildiği sokaklar, hikayeler bende yer edinmiş olsa gerek ki bu işlere kalkıştım ben de. İyi yaptık umarım…

Çok duygusal yazı oldu be; ama hayat böyle, dünya geoit.

“Mutlu günler!” | mistiklal ekip
Hüseyin
Takip et!

Bir yanıt yazın