Yüzyılların Yüz yılı @SALT Beyoğlu / 10 Mayıs Son

2015-03-10 10.08.44Başlığı ben yanlış atmadım, November Hanım yanlış atmış. Bence “Muhteşem Yüzyıl” olmalıydı serginin adı. Kesinlikle daha çok insan gelirdi. Hadi onu yapmadınız, Hürrem’in küpelerinden falan koysaydınız bari. Hayal kırıklığına uğramanızı istemem ama takı olarak bir tek “301” diye birşey var, ona birazdan geleceğim. Kısacası bu yüzyıl sorgulaması pek muhteşem olanları almıyor. Zaten anlamak, ders çıkarmak için geriye bakmak daha akla yatkın; böbürlenmek için değil.

2015-03-10 10.39.42Biraz ilginizi çektiyse ilgimi çeken bazı çalışmaları yorumlamak istiyorum. Kendimce isimlendirecek olursam; İskeleyi, 301’i ve son olarak canlı performansı ele alacağım.

2015-03-10 10.54.23

Denize döktük…

İskele’de beni yakalayan bir çok nokta var. 6-7 Eylül olayları ve İstiklal Caddesi ilişkisi, Asurluların “Evini yık, ondan bir tekne yap ve hayat kurtar!” sözü. Salt cümlecikten çok, gerçekten bir tarif olduğunu ve bu tarifi deneyerek gemi yapıldığını Hera Büyüktaşçıyan ile olan sohbetimde öğreniyorum.  Mimari referans olarak tavana yapılan vurgu, önceden ev olarak kullanılan SALT binasının bir anda eserin kendisi olması ince bir görüş. Gıcırdayan iskeleyi ve halıyı anlamayı ise size bırakıyorum. İpucu için paragrafın en başına dönün derim.

Yüzyılların Yüzyılı 09.03.2015 001

%97 biraz fazla olmuş beyler

301 (üçyüzbir) sayısı Türkiye’de yaşamayan birine hiç birşey ifade etmiyor çünkü bu anayasamızdaki bir kanun maddesi. Fransız kalan yerlilerde olabiliyor tabi. Yasemin Hanım bir çok kavramı bir araya getirmiş, sadece kolyedeki taşları değil. Kendi cümleleriyle aktarayım.

13_yasemin_ozcan

Düşünce ve ifade özgürlüğü yolundaki engellerden biri olarak 301. madde, kolyeyi üreten hünerli Ermeni ustalar, kadınların dünya üzerindeki mülkün sadece yüzde 3’üne sahip olması, kadın-mücevher ilişkisi, reklam dünyasında kadın bedeninin kullanılış biçimi üzerine düşünmek bu işin muradını oluşturuyor. Kadının değerinin mücevherle taçlandırıldığı bir gelenek var, düğün-doğum ritüelleri içinde de durum benzer şekilde işliyor. Anadolu’da söylenen bir tekerleme var, oldukça da ironik: ‘Ne kadar usansam da gebelikten, vazgeçmem altın tepelikten…’ Anadolu’da kadın, erkek çocuk dünyaya getirirse, altın tepelik adı verilen bir tür başa takılan takıyla ödüllendiriliyor. Bugün tepelikten ‘Tek taşını kendin mi aldın’a gitsek de, aktörleri değişse de, mücevhere yatırım sürüyor.

Dil boyu: 5 cm

Son olarak Erinç Aslanboğa, Natalie Heller ve Bahar Temiz tarafından sergilenen İz Sürücü isimli performansı beğendiğimi söylemeliyim. Çocukluk anılarını, örneğin okula girişlerdeki etek boyu ölçümleri geçmişlerindeki izler olarak iplerle bir araya getirdikten, hikayeleştirdikten sonra sizi de aralarından geçirip vakaya dahil etmeleri anlamlıydı. Deneyimlemeyi ise size bırakıyorum.

Iz Surucu_TrailerÖzetle, yanılmıyorsam bütün sanatçılarının kadın olduğu başarılı bir sergi. Ben çok azını ele aldım, hepsini anlatacak değilim tabi. Her zamanki gibi ücretsiz. Dileğim şu: Yolunuz düşsün, halılar düşmesin…

Meraklısına: web | facebook | twitter |instagram

 

Hüseyin
Takip et!

Bir yanıt yazın