Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, İtalya ziyareti esnasında Roma sokakları hakkında açıkçası beni şaşırtan bir tweet atmış. Biraz umutlandım “seçim öncesi”.
Şehrin yüzlerce yıllık ihtişamlı binaları, meydanları, sokakları öyle korunmuş ki ne bir gökdelen ne de bir AVM var. pic.twitter.com/6lzTTRu2sh
— Abdullah Gül (@cbabdullahgul) February 1, 2014
Kendisine, aslında yüz yüzeyken, samimiyetine güvenerek sormak istediğim sorular var; ama buradan yazayım:
Demirören AVM, üzerine kat(lar) eklenerek otel ya da AVM olması istenen Narmanlı Han, yıkılan Emek Sineması ya da tek merkezli Tarlabaşı projesi hakkında ne düşünüyorsunuz? İstiklal Caddesi’ndeki çılgın dönüşümü engelleyecek, tarihi binaları ve mekanları koruyacak bir kurum neden yok? Anıtlar kurulu neden yanlı(ş) kararlar veriyor? Mimarlar Odası’nın görüşleri alınıyor mu? Hergün yüzbinlerce yerli-yabancı turistin yürüdüğü İstiklal Caddesi’nin 3 kere değişen, yamanan ve en son asfaltlanan hali ne olacak? Meydanlar konusuna da değinecek olursak… 1 Mayısçılar, geziciler, eylemciler, otelciler, çiçekçiler, simitçiler, taksiciler, turizmciler, büfeciler, turistler, gençler… Çeşit çeşit kullanımı ve kullanıcısı olan bu enfes Taksim Meydanını tek düz beton yığınından kurtarmak için “kullanıcı odaklı bir mimari fikir yarışması” ya da bir “çok katılımlı proje” düşünülüyor mu? Neden düşünülmüyor? Herşeyi inşaat sektörü odaklı sürdürmek yanlışını ne zaman farkedilecek?
ve son olarak… Roma’da bulunmuş bir mimar olarak kendime çok sorduğum bir soru: “Bizim Roma’dan farkımız nedir?”
Not: Sizin görüşleriniz neler? Bu sorulara siz de yorumlarda cevap verebilirsiniz.
- Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Çağdaşlarından Mektuplar – Biz Mektup Yazardık @İş Sanat / Son Gün 20 Haziran - 11 Mayıs 2015
- Köfteci Hüseyin - 10 Mayıs 2015
- Yüzyılların Yüz yılı @SALT Beyoğlu / 10 Mayıs Son - 11 Nisan 2015
