İsmail. Mistiklal’in gizli kahramanı. İnsanlara bahseder, bize yeni mekanlar önerir; o da bizim gibi denemeyi sever çünkü. Varsa bir kusuru, sadece kendinden bahsedilen yazıları okumasıdır. Oku İsmail: Bu mekanı seni askere uğurlamak bahanesiyle denedik sonuçta. Güle güle git, hiç gitmemişsin gibi de gel.
Mekanımız Canım Ciğerim’in karşısında —Orayı merak edenler çok yakında yayınlanacak yazısını kaçırmasınlar– –Eskiden aynı mekanda yine orta-lüks segmentte Café de Pari soslu Biftek yiyebileceğiniz başka bir işletme vardı. Altında bulunduğu binanın haşmetinden olsa gerek, buraya yerleşen ağırlığını menüde de hissettiriyor. Normal karşılanabilecek fiyatların biraz üstünde, haberiniz olsun. Zaten turistleri hesaba kattıkları her halinden belli.
Tarihine dönecek olursak… Tabeladaki 1938’ten beri ibaresi Kumkapı’daki esas meyhane için geçerli, burası yeni. Agop Kumkapı’daki yüksek tavanlı yerinde bir duble içemeden vefat etmiş, biz de henüz denemedik. İki mekanı da 3. nesil torunlar işletiyor. Mazi faslını bitirmeden önce hoşuma giden bir detayı, kadınların meyhane alındığı ilk yerlerden biri olduğu bilgisini Kör Agop’un kendi sözleriyle aktarmam gerekiyor:
‘‘Burada aile salonu diye bir yer aramayın. Biz meyhanemizde haremlik selamlık ayırımını ortadan kaldırdık. Marta’nın ellerinden bu güzel mezeler çıkmasaydı, ben bu meyhaneyi açmaya cesaret edemezdim. Biz burayı müşterek çalıştıracağız. Buradaki hayatın ve masaların da müşterek olmasını istiyoruz’’
Benim için kadın erkek birlikteliği ve konunun cinsiyet üstü algılanır olması çok önemli. O yüzden on puanı verdim rahmetli Agop Bey’e. Eğer o günler yaşanmasaydı rezervasyonu kız arkadaş adına kayıtlı masada gülüp eğlenemeyebilirdik, birilerinin ısrarla dayattığı gibi…
Gelelim uzatmadan rakıya, mezeye. Fix menü tercih edilmiş, her ne kadar bize hiç uymasa da bi şekilde* kabullendik. Mezenin, arasıcağın, balığın düğün misali sırayla gelmesine uyuz oluyorum. Düğünlere de. Mezelerin servisinin diğeri geldi diye toplanması abesti. Zaten mezeyle doyuyorum. Diğerleri gereksiz fiyat şişirmece. 100 TL limit. Eğer -siz ekini de istiyorsanız 30 TL ekliyorsunuz. Ayrıca karşılığı olan fix menü dahilinde “4 kişiye bir büyük” hesabından sonra, kola içenler var diyip bazı gruplara 2 kişiye bir 35lik veriyoruz demek mekanın tercih hatasıydı.
Yemekler konusunda bir iki notum daha var. Mezeler geldiğimizde masada hazırdı ve şıktı; ama ben tepsi çocuğuyum galiba. Seçme özgürlüğü meselesi. Ayrıca soğuk su nasıl olmaz? Dolaba koydurulan su niye gelmez?
Atmosfer! Lüks demek ya da yeni bir konsept aramak meyhanede Hit the Road Jack, Pink Panther Soundtrack ya da Buika çalmak ise, çok dürüst olacağım: Olmamış! Yani bu Brasserie kafasını gecenin sonlarına doğru çıkan Udi kızımıza hakaret niteliğinde kabul ederim. O olmasaydı zaten sınıfta kalmıştı mekan. Mimari olarak söylenecek pek bişey yok, eli yüzü düzgün; tuvaletleri temiz. Çoktandır mermer bir pisuvara… Neyse işte öyle bişey.
Biz yine eğlendik. İki masanın tek masaya inmesi ile toparlanan muhabbet, canlı müzik bizim geceyi pozitif bitirmemizi sağladı. Zaten asker uğurlarken bir yandan bedellinin bana vurmuş olmasının keyfi hala pır pır içimde ve sevdiğim insanlar yanımda. Daha n’olsun?
Tek cümlelik özetim ise şu: “Sorry, but I’m not tourist.”
Not: Mekanın spesyallerini fix alarak denememiş olduk. Belki bir turist arkadaşım ısmarlarsa denerim ilerde…
Meraklısına: web | ekşi | facebook | twitter
[sfoursquare uid=22179935 vid=542a8a3e498e05dee5fa25b2]
- Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Çağdaşlarından Mektuplar – Biz Mektup Yazardık @İş Sanat / Son Gün 20 Haziran - 11 Mayıs 2015
- Köfteci Hüseyin - 10 Mayıs 2015
- Yüzyılların Yüz yılı @SALT Beyoğlu / 10 Mayıs Son - 11 Nisan 2015
Pingback: mistiklal.com | Canım Ciğerim