Şahin Kaygun / 20 Kasım 2014 -15 Şubat 2015 @İstanbul Modern

ISIMSIZ UNTITLED, 1985
Ben aslında garanticilikten hiç hoşlanmam. Hayata bakışıma ters gelir fakat bugün, size bir garanti vererek başlamak istiyorum yazıma; eğer İstanbul Modern‘deki Şahin Kaygun sergisini ziyaret ederseniz içinize tarifsiz bir gurur dolacak ve belki biraz da şaşıracaksınız bu ülke, böyle bir sanatçı çıkarabildiği için.

Sonraki günün adamı

Şahin Kaygun bu topraklarda yetişmiş belki de en avangart dimağ, 1992 senesinde henüz 41 yaşındayken erkenden yitirilmiş bir yetenek. Ne yaşarken ne de öldükten sonra (ki açılan büyük sergiye rağmen söylüyorum bunu) değerini zerre kadar bilemediğimiz bir cevher. Benim deyimimle o sonraki günün adamı. İnsanlar tarihçilik mesleğini geçmişi anlama çabası olarak görür genelde oysa bana göre mühim olan sonraki güne kalabilen adamları ya da fikirleri yakalamaktır. Geleceğe kalanı, kalabilmiş olanı kayıt altına almaktır.  O yüzden tarihi de geçmişin izini sürmekten ziyade geleceğe kalanların peşinden koşmak olarak değerlendirmeye meyilliyimdir. Şahin Kaygun işte böyle peşinden koşulası, sanat tarihçilerimizin de üzerine eğilmesi gereken bir karakterdir.

GUN ORTASI SOKULUNCA YANINA WHEN THE MIDDAY INSINUATED

Hep yeninin peşinde hep sonrası için

Kaygun’un hayatına üstün körü bile baksanız, onun elindekiyle yetinmeyen ve her zaman çağının ötesine geçmeye çalışan, üstelik bunu kalıcılık kibrinden ziyade tamamen içten gelen yaratıcılığının itkisiyle yapan biri olduğunu kavrayabilirsiniz. Karmaşık, deneysel ve devrimci bir sanat pratiği içinde fotoğraflarını; kazıyarak, keserek, boyayarak ve yapıştırarak oluşturan sanatçı kendini ‘‘ben fotoğraf çekmiyorum, fotoğraf yapıyorum’’ diyerek ifade edecektir. 1984’te Türkiye’deki ilk Polaroid sergisini açar, o güne kadar çok da muhatap alınmamış bir malzemeyle epey ses getirir.

ISIMSIZ UNTITLED 56,1985

Özellikle yaşamının son demlerinde Atıf Yılmaz’a yaptığı sanat yönetmenlikleri ve çektiği iki uzun metrajlı film sebebiyle rahatlıkla söylüyorum ki ömrü vefa etse sinemada yükselmesi de kaçınılmaz olacakmış. Zaten ufak bir polaroid karesinde bile efsunlu hikâyeler anlatabilen sanatçının bugünkü olanaklarla sinemada yapabilecekleri inanılmaz olurdu kanımca. Ne yazık ki biz elimizdekilerle yetinmek zorundayız.

15 Şubat’a kadar sürecek sergi bugüne kadar yapılmış en kapsamlı Şahin Kaygun çalışması. Sanatçının 1978-1991 yılları arasında ürettiği 89 işi içeren sergiye paralel olarak hazırlanan film programında ise Kaygun’un sanat yönetmenliğini ve yönetmenliğini yaptığı filmler gösteriliyor .  Listede sanat yönetmenliği yaptığı; Ömer Kavur’un Anayurt Oteli (1986), Atıf Yılmaz’ın kült filmi Aaahh Belinda (1986), Dul Bir Kadın (1985) ve Adı Vasfiye’ (1985)  ve kendi çektiği Afife Jale (1987) ile Dolunay(1988) yer alıyor.

Mutlaka zaman ayırın ve sergiyi gezin. Arada böbürlenmeyi, kibirlenmeyi de ihmal etmeyin çünkü Şahin Kaygun’u tanımak biraz da bunu gerektirir.

ISIMSIZ UNTITLED, 1991

Nedir bu Avangardizm nanesi?

Sanatta öncü kavramına tekabül eden bu kelime, Fransızca askeri bir terim olan; öncü birlik manasında kullanılan avant garde’dan gelmektedir. Avangardizm sanatta deneysel yaklaşımlar gösteren cesur sanatçılar için kullanılır. Şahin Kaygun gerek teknik anlamda gerek anlatım dili olarak çevresindeki ve dönemindeki sanat anlayışından çok farklı bir noktada durur. Mesela Kaygun’un otuz sene önce ürettiği bir işi bugün bir galeride isimsiz sergilense, geçen sene yapıldığını düşünebilirsiniz. En basit haliyle hala güncel ve otantik kalabilmesi onun öncülüğünün kanıtıdır.

Sedef Can
One comment to “Şahin Kaygun / 20 Kasım 2014 -15 Şubat 2015 @İstanbul Modern”
  1. Pingback: mistiklal.com | 14 Şubat 2015 – Sevgililer Günü

Bir yanıt yazın