Journey

j1
Adı neden Journey yani Türkçesiyle seyahat/yolculuk bilmiyorum. Bu yazıda sizlerle birlikte bulmaya çalışabiliriz. Şimdilik yerini söyleyebilirim. Cihangir’deki meydanı, meydandaki camiyi ve camideki çaycıyla bütünleşmiş “Nutella Taşını*”  bildiniz mi? Sırtınızı mermere yaslayın, dümdüz Smyrna yoluna ilerleyin. Sokağın sonunda, sağ köşede davetkar ve huzurlu bir yer gördüyseniz yolculuğumuz başlamış demektir.

Mideye giden yol

Öyle inanılmaz bir ana yemek menüsü yok. Zaten amacı da bu değil. Daha çok keyif ve çalışma mekanı olarak düşünülmüş. Mutfağı da ona göre. Fakat sulu köftesi, son derece doyurucu köfteli makarnası ve hatta “bahçeden yakalanmış hissi veren” organik tavuğu bile var. Hazır tavuğa o kadar alışmışız ki, tadı biraz garip gelebiliyor. Fakat beni benden alan kısım menünün kahvaltı bölümünde. On üzerinden çok güzel hareketler bunlar veriyorum. Bir zamanlar Cihangir’de ikamet ederken hem çalışıp hem yemek için sıklıkla tercih ettiğim bir yerdi. Ne yerdim be! Kendi imalatları ekmekler, poğaçalar, oy oy oy!

j3

Kalbe giden yol

Burada yazar kalbi aşk-meşkten ziyade mutluluk olarak alıyor. Gidip ulu orta sevişmeyin sakın. Mutluluk diyorum çünkü sakin, sohbet ederek ya da yapmayı sevdiğiniz işleri keyifle yapabileceğiniz bir yer. Güzel bir barı, zengin bir içki menüsü var. Biz mesela arkadaşlarla buluşmak için sık sık tercih ediyoruz. Özellikle üst kat ya da güzel havalarda arkadaki saklı bahçesi de çok çekici olabiliyor.
j4

Anılara giden yol

Girer girmez sizi yakalayan atmosferi ile yolunuz açık olacak benden söylemesi. Sandalyelerinden, kitaplarına; ışıklandırma ve müzik seçimlerine kadar gördüğüm o ki zevk sahibi bir işletme sahibimiz var. Mimarınız olarak aynılaşmış yerlerden sıkılanlara tavsiye ediyorum. Şu anımı da anlatmam gerek. Şimdi mekanın sandalyeleri babaanne sandalyeleri daha doğrusu eski dönemin modern sandalyeleri. Doğal olarak zamanın ve kullanıcının gazabına uğrayabiliyorlar. Böyle hasarlı sandalyelerden 2 tanesini mekandan çıkarışlarına tanık olduk. Ruhu hafif retro ama cin bir mimar arkadaşımız da taksiye atıp eve götürdü. Hala da kullanır. Journey of an Old Chair.
j2

Ara yollar

Mesela tuvalet. Son derece düzgün ve temiz. Zaten “ev ortamı” olarak tasarlanmış bir yerdesiniz. Tabi öğrenci evi değil. Bi de evde kimse anneye ödeme yapmıyor. Annem hep der zaten “bedava çalışıyoruz” diye. İyilik yapıp onu da götüreyim desem sulu köftenin fiyatını görünce borçlu çıkabilirim. Kısacası bu kadar atmosferin bir bedeli oluyor, aklınızda bulunsun.

Kaptanınız olarak söylemeliyim ki son durağa geldik arkadaşlar. Hoşçakalın!

* Musalla Taşı aslında; ama biraz garip bir bağlamı var. Nutella kıvamında sohbetlerde dirseklerin yaslandığı, sıcak anların soğuk mermeri. 

**Fotoğraflar alıntıdır.

Meraklısına:  web | mail | twitter | face | ekşi | mekanist

[sfoursquare uid=22179935 vid=4cf7a504c020b60c87722675]

 

Hüseyin
Takip et!
One comment to “Journey”
  1. Pingback: mistiklal.com | Mis Gibi Sevgililer Günü: Yalnızlar için 14 Şubat 2014

Bir yanıt yazın